Türk Silahlı Kuvetlerinde Disiplin Suç ve Cezaları ve Yargı Denetimi Doktora Tez Taslağı Avukatlık Bürosu

Maddesine göre de “disiplin amirleri ve disiplin kurulları tarafından verilen disiplin cezalarına karşı yapılacak itirazlarda süre, kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren yedi gündür[446]. Bu süre içinde itiraz edilmeyen disiplin cezaları kesinleşir. İtiraz halinde, itiraz mercileri kararı gözden geçirerek verilen cezayı aynen kabul edilebilecekleri gibi cezayı hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler… itiraz mercileri, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin, kendilerine intikalinden itibaren 30 gün içinde kararlarını vermek zorundadırlar”. Disiplin amirleri tarafından verilen göz hapsi ve oda hapsi cezaları askerlik süresinden sayılmaktadır. Başka bir ifadeyle  disiplin cezaları askerlik süresini uzatmaz.

  • Maddesinde, kısa süreli kaçma suçunun “görevli iken”[123] işlenmiş olması, silah, mühimmat, donatım veya bir askeri taşıma aracının birlikte götürülmüş olması[124] veya mükerrer olarak işlenmiş olması halleri cezayı ağırlaştırıcı bir neden olarak kabul edilmiştir.
  • Kurulların yetkisinin kendilerine önerilen cezayı ret ya da kabulle sınırlandırılması hatalıdır.
  • Disiplin soruşturması sonunda dava açılmasını gerektirir yeter sebepler bulunmazsa kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir.

Söz konusu hizmetin cezalı tarafından yapılmaması emre itaatsizlik suçunu oluşturur[241]. Bilindiği gibi, TSK’da çalışan Devlet memurları, Anayasa’nın 137 ve AsCK’nun 41\. Anında pariBettilt giriş güncel giriş oynamaya hazır ol ve çevrimiçi kumarhanemizde oyna Bettilt türkiye\. Maddeleri uyarınca, amirleri tarafından verilen emirler açıkça suç teşkil etmiyorsa yerine getirmek zorundadır. Anayasa, kanun, tüzük ve yönetmeliklere uygun emirlere itiraz etme durumunda bu suç oluşmaktadır. Bu bentte düzenlenen disiplin suçu emre “itiraz” durumudur. Maddesinde düzenlenen emre itaatsizlikte ısrar suçu oluşacaktır. “Resmi üniforma ile genelevlere, kumarhanelere, meyhanelere, barlara ve girilmesi garnizon komutanlıklarınca yasaklı başka yerlere girenler veya sarhoşluğu gizlenmeyecek derecede olanlar 7 günden 1 aya kadar oda veya göz hapsi cezası ile cezalandırılırlar. Sarhoşluk fiili görev sırasında işlenmiş ise verilecek ceza 15 günden 2 aya kadar oda veya göz hapsidir” (477 SK m.58). “İçHizK ve Yönetmeliğinde belirtilen nöbet görevlerini yaparken nöbet yerini terk edenler ve başka surette nöbet talimatına aykırı hareket edenler bu fiillerinden dolayı hizmet aksamamış veya maddi bir zarar doğmamışsa 2 aya kadar oda veya göz hapsi cezası ile cezalandırılırlar” (477 SK m.56) . Maddesi kanuna aykırı emrin yerine getirilmeyeceğini hükme bağlamıştır.

Diğer bir nokta ise askeri disiplin suç ve cezalarının taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelere uygunluğu sorunudur. Özellikle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı hükümler nedeniyle,  Türkiye Cumhuriyeti Devleti tazminat ödemeye mahkum edilebilecek ve daha da önemlisi uluslararası alanda itibar kaybedecektir. Avrupa Birliğine giriş sürecinde olduğumuz bu günlerde, bu sorun ele alınarak, pozitif hukukumuzda yapılması gerekli değişiklik önerileri sunulacaktır. Askerlik hizmetinin gerekleri gözetilerek hem idari hem de ceza hukuku alanında özel yasalar yürürlüğe konulmuş,  bununla da yetinilmemiş, askeri suçlar, disiplin suçları ve idari işlemlerle ilgili özel görevli askeri mahkemeler kurulmuştur. AYİM disiplin cezasının iptali ve yok hükmünde sayılması için dava açtıktan sonra emekli olan bir subayla ilgili davada davanın konusu kalmadığından bir karar vermeye yer olmadığı kararı vermiştir. Kanaatimizce somut uyuşmazlıkta yetki ve fonksiyon gaspı bulunduğu söylenemez. Amirin aynı cinsten olmakla beraber miktar olarak haddi aşan disiplin cezası vermesi konu yönünden yetki tecavüzü oluşturur. Savunma tarihinin ceza tarihinden sonra olduğu olayda, işlemin sebebiyet verdiği ağır sonucu dikkate alan Mahkemenin hakkaniyete dayanarak iptal kararı verdiği görülmektedir. AYİM’nin geçmiş yıllarda zamanaşımı süresi geçirildikten sonra verilen disiplin cezalarının yok hükmünde sayılması gerektiği yönünde kararları bulunmakta ise de son zamanlarda bu içtihadından dönmüş, bu hukuka aykırılığı yokluk sebebi saymamıştır. Görüldüğü üzere, çoğunluğun yok hükmünde saydığı cezayı azınlık hukuka uygun görmektedir. Bölük Komutanlığına vekalet eden astsubayların disiplin cezası veremeyecekleri açık bir düzenlemeden değil, vekaletle ilgili İç Hizmet Yönetmeliğinin 34’ncü maddesi ve AsCK’nun 172’nci maddesi hükmünün yorumuna dayanmaktadır. Yani yetkisizlik olsa bile bu hukuka aykırılığın açık olduğunun söylemek güçtür.

Böylece sözleşmeci devletlerde benzer ya da aynı işi yapan kamu görevlilerine, ulusal çalışma sisteminden ve çalışanlar ile idari otorite arasındaki hukuki ilişkiden (bir sözleşmeyle veya atama yoluyla göreve gelmiş olması farketmeksizin) bağımsız olarak, AİHS aynı şekilde uygulanabilecektir. Çünkü Anayasa kurallarının üstünlük bakımından ”Başlangıç’taki İlkeler, Cumhuriyetin niteliklerine ilişkin ilkeler, temel hak ve özgürlüklere ilişkin ilkeler, maddi anlamdaki diğer kurallar ve şekli anlamdaki kurallar” olarak sıralanması mümkün ise de bağlayıcılık bakımından aralarında fark bulunmamaktadır. Bu nedenle Anayasanın herhangi bir kuralının başka bir kuralına aykırı sayılarak uygulama dışı ve etkisiz bırakılması düşünülemez. Mahkeme’ye göre üç dört günlük hafif göz hapsi, özgürlükten yoksun bırakma oluşturmaz; ünkü bu cezayı alanların mesai saatleri dışında askeri binalarda kalma zorunlulukları varsa da, bu kişiler kilit altında tutulmamakta ve görevlerini yapmaya devam etmektedirler. Bu kişiler az veya çok askeri yaşamın olağan sistemi içinde kalmaya devam etmektedirler. Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler ve yargı kararları çerçevesinde, Disiplin Mahkemelerince verilen oda ve göz hapsi cezaları;  idari nitelikte olmayan, yargı organınca yargısal faaliyet sonucu verilen ve kişinin fiziki özgürlüğünün sınırlanması sonucunu doğuran yargısal kararlar olarak tanımlanabilir. Yukarıdaki düzenlemelerden de görüleceği üzere, Disiplin Mahkemelerince verilen oda hapsi cezasının infaz şekli, bireyin bedeninin bir yere kapatılması sonucunu doğurduğundan kişi hürriyetini sınırlar niteliktedir.

Soruşturma sırasında tanık ve bilirkişi inlenebilir, keşif yapılabilir. Lehe ve aleyhe tüm deliller toplanır ve bunlar tutanakla tespit edilir[336]. Disiplin soruşturması aşamasında disiplin amiri veya herhangi bir üstü, faili AsCK’nın 169. Maddesi kapsamında geçici olarak tutuklamışlarsa, disiplin amiri verdiği cezadan tutukluluk süresini indirecektir (AsCK m.177). Tek fiile tek ceza verilmesi ilkesinin bir başka boyutu da, tek bir fiilin birden çok suçu oluşturması durumudur. Tek fiille ihlal edilen birden çok suç normunun hepsi disiplin suçu olabilir. Ancak bazı fiiller aynı anda hem disiplin suçu ve hem de adli suç oluşturabilirler. Maddesinde, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığında kurulacak birer disiplin kurulunun kimlerden oluşacağı düzenlenmiş, yüksek disiplin kurulu hususunda İçişleri Bakanlığı Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Yönetmeliği hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş; 18 ve 19.

Rütbenin geri alınması cezası, hükümlünün rütbesinin geri alınarak erliğe indirilmesi, askerî hizmetten doğan ve özel kanunda saklı tutulmayan bütün hakların kaybı sonuçlarını doğurur. [380] “Öğrenim durumları nedeniyle yükselebilecekleri kadroların son kademelerinde bulunan Devlet memurlarının, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının verilmesini gerektiren hallerde, brüt aylıklarının 1/4’ü-1/2’si kesilir ve tekerrüründe görevlerine son verilir” (657 SK m.125/3). AYİM disiplin cezası saymadığı idari uyarı yazılarında ise savunma alınmasına gerek görmemektedir[883]. AYİM kararlarında yetki gasbı, fonksiyon gasbı ve kanuna ve hukuka açık aykırılık halleri genel olarak yokluk sebebi sayılmaktadır[844]. Bazı kararlarda ise yetki gasbının yanında, yetki tecavüzlerinin de yokluk sebebi olduğu belirtilmiştir[845]. “Müsaade olunmamış ceza vermekten” ise; Üstün cins ve miktar itibariyle kanunen selahiyetinde olmayan cezayı kasten vermiş olmasının anlaşılması gerekir[821]. Askeri Yargıtay bu suçun oluşması için “özel kast” aramaktadır[822]. Yasaların yanlış yorumlanması, yada kast olmaksızın yapılan hatalı uygulamalar sonucu bu suç oluşmayacaktır. Disiplin cezası verilmediği halde bu yazıların özlük dosyasında muhafaza edilmesi gerekli midir?

Fıkrasında ise, mayup kimselere bilerek refakatin az vahim halinde kısa hapis cezası verileceği belirtilmiştir. Böylece fiilin az vahim hali askeri kabahat niteliğini korumaktadır. Askeri disiplinin gelişiminde kendiliğinden, resmi formaliteye dayanmadan oluşan mekanizmalar da yer almaktadır. Askerlerin savaşıp savaşmayacakları ve nasıl savaşacakları en başta hiyerarşik olmayan arkadaşlık ilişkilerine bağlıdır. Bu ilişkiler tek tek askerlere, özellikle muharebenin koşulları altında ortaya çıkabilecek aşırı zorluklar karşısında, hiçbir eğitim ve talim programının ve tepeden gelme hiçbir emir ve komutanın sağlayamayacağı destek ve kuvveti verir. Ancak arkadaş grupları sadece dayanışma ve karşılıklı desteğe dayalı bir sığınma ve himaye kolektifi değil; aynı zamanda, kimileyin acımasız olabilen kural ihlallerinin de ortamıdır[12]. Askerleri disiplin altına almanın bütün ordularda yerine getirmesi istenen işlevlerden biri de, askeri hizmetin teknik yanıyla ilintilidir. Askerler gerek silahları ve silah sistemlerini, gerekse de nakliye ve iletişim araçlarını en güç koşullar altında kullanmayı öğrenmek zorundadır. Savaşın sevk ve idaresinin teknolojikleşmesiyle, işlev disiplini de gittikçe daha çok önem kazanmaktadır. Artık sanayi çağına gelindiğinde ordular uzmanlık yeteneklerini çoğu zaman zahmetli özel eğitimlerle elde eden çeşitli teknik uzmanlara gittikçe daha çok ihtiyaç duyar olmuşlardır. Bu kimselerden ”körü körüne itaat” yerine operasyona yönelik talimatlar doğrultusunda yetkin ve bağımsız davranma becerisi talep edilmektedir[11].

Maddesi ile hapis cezasındaki, ağır hapis, hapis ve hafif hapis derecelendirilmesi kaldırılmıştır. [96]   “Bu kanunun tatbikatında; ‘silahlı’ tabirinden maksat hizmetin icabı olan silahı hamili bulunmak veya silahının başında olarak bir amirin kumandası ve nezaretiyle hizmete başlanılmış olmak halidir.” (AsCK m.11). [13]  Madde 72 – Vatan hizmeti, her Türkün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin Silahlı Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenir. AYİM’nin ilk ve son dereceli yüksek mahkeme olması bakımından istisna kapsamında olduğu da ileri sürülebilecektir. Ancak AYİM’nin görev alanı dikkate alındığında bu istisna kapsamına dahil edilemeyeceği yönünde karar verilmesi ihtimalinin daha yüksek olduğu kanaatindeyiz. AİHM, Şenay Aksoy (Eroğlu) / Türkiye davasında[687] da AYİM’deki askeri hakim ve subay üyelerin hakim teminatı bakımından yeterli teminata sahip olduğunu, mahkemenin bağısız ve tarafsız bir görünüm sergilediğini tekrar etmiştir. Hüsnü Yavuz/Türkiye kararında AİHM yukarıdaki gerekçeler ile AYİM’deki yargılamanın ve AYİM’in başvuranların istemleri hakkında verdiği kararın tarafsızlığını kuşkulu hale koyacak hiçbir durumun tespit edilmediği sonucuna varmıştır. AYİM’de  askeri  hakim  üyeler  ve  kurmay  subay  üyeler  olmak  üzere  iki  tür  üye  vardır. En  az  yarbay  rütbesindeki  birinci  sınıf  askeri  hakimler  ile,  iki  yılını  doldurmuş  kurmay  yarbaylarla  albay  rütbesinde   üç  yılını  doldurmamış  kurmay  subaylar  üye  seçilebilir(m.7). Askeri  hakim  sınıfından  olan  üyeler,  bu  sınıftan  olan  başkan  ve  üyeler  tamsayısının  salt  çoğunluğu  ile  her  boş  yer  için  gösterilecek  üç  aday  arasından,  hakim  sınıfından  olmayan  üyeleri  ise  Genelkurmay  Başkanlığınca  her  boş  yer için gösterilecek üç aday arasından  Cumhurbaşkanınca  seçilir(m.8). AYİM, Türkiye  Cumhuriyeti  Anayasası  ile  görevlendirilmiş  bağımsız  bir yüksek mahkemedir (m.1.).

Yüksek Askeri Şura kararları ile ilgili olarak, 5982 sayılı “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”[718]da düzenleme yapılmış ve Anayasanın 125. Konumuz açısından ise bu sınırlamalardan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde asker kişiler tarafından dava konusu yapılan YAŞ kararları ve disiplin cezaları inceleme konusu yapılacaktır. Maddesinde; “Bir mahkeme tarafından cezai bir suçtan sorumlu bulunan her şahıs bu sorumluluk kararını yahut mahkumiyet hükmünü daha üst derecede bir mahkemeye inceletmek hakkına sahiptir. Bu hakkın kullanılması, kullanabilme şartları da dahil olmak üzere kanunla düzenlenir. Anayasa Mahkemesinin diğer bir kararında[674] “…Anayasa idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu ilkesini getirmiştir. Maddesinde tanımlaması yapılan Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti oluşunun doğal ve zorunlu sonucu da budur…” denilmek suretiyle hukuk devletinin bir ilkesi olarak idarenin eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olması gerektiği belirtilmiştir. Maddesine göre, disiplin mahkemesi, biri başkan ikisi üye olmak üzere üç subaydan kurulur. Astsubay, erbaş ve erlerin yargılanmalarında, üyelerden biri astsubaylardan seçilir. Kanunda belirtilen usule göre yargılama yapıp karar verirler. Disiplin Mahkemeleri Anayasa Mahkemesi tarafından “mahkeme” kabul edilmektedir[659].

Hangi cezalar için disiplin notundan ne miktarda düşüleceği yönetmelikte belirtilir. [289] Hulusi Gül, , “Anayasa Mahkemesi Kararlarındaki Mahkeme kararına eleştirel yaklaşım” AAD. Sy.105, s.23-25 ; Yıldırım, Askeri disiplin, s.111. [231] Madde 38 – Harp okullarına alınan her öğrenciye disiplin notu verilir. [24]   Madde 38 – Harp okullarına alınan her öğrenciye disiplin notu verilir. Hangi cezalar için disiplin  notundan ne miktarda düşüleceği yönetmelikte belirtilir. İdari işlemde şekil, öncelikle iradenin açıklamasının dış dünyaya yansıyan maddi yönünü ifade etmektedir. Bunun yanında, işlemin yapılmasında izlenen yol ve yöntemleri de ifade etmektedir.[864] Şekil, gerek işlemin varlığını ispata yaraması, gerekse hangi makam,  merci ve nasıl yapıldığını göstermesi bakımından önemli bir unsurdur. Davacı vekili, konunun Anayasa’nın 90/son maddesi yönünden irdelemeye muhtaç olduğunu, anılan maddede geçen “yasa” teriminin anayasayı da kapsayıp kapsamadığının yorumlanması gerektiğini ileri sürmüştür. AYİM Başkanlar Kurulu, başkan, daire başkanları ve  her  dairenin  en  kıdemli  birer üyesinden oluşur. Başsavcılığı ilgilendiren konularda başsavcı da kurula  katılır.